Pop Up Window

Murat Çakır

Düşünce terörizmi

Federal Parlamento’daki Sol Parti meclis grubu eşbaşkanı Oskar Lafontaine bir televizyon programında, şiddetin hukuk dışı bir biçimde kullanılması nedeniyle Bush ve Blair’in terörist sayılması gerekir deyince, politik arenada kıyamet koptu. Hele hele Lafontaine’nin »bu Afganistan için de geçerli olduğundan, Federal Ordu’nun Tornado savaş uçakları ile terörist eylemlere katılması söz konusudur« tespiti neoliberal savaş çığırtkanlarını çileden çıkardı. Sosyaldemokratlarından muhafazakârlarına kadar önde gelen ne kadar politikacı varsa, tek bir ağızdan Lafontaine’i ve Almanya solunu topa tutuyor.

Lafontaine sahiden demagoji mi yapıyor, yoksa gerçekleri mi söylüyor? Nedense Lafontaine’e ve sola »popülizm« suçlaması yapan politikacılar ve sermaye medyası, Federal Parlamento’nun kendi terör tanımına hiç değinmiyorlar. Federal Almanya Parlamentosu terörü »politik hedeflerin gerçekleştirilmesi için hukuk dışı şiddeti araç olarak kullnamak« diye tanımlamıştı. Lafontaine bu tanıma dayanıyor ve parlamentonun aldığı bir karar olarak, yasa gücünde olduğunu savunuyor. Bu çerçevede de hiç kimsenin ABD ve Britanya ordu güçlerinin Irak’taki saldırı savaşında hukuk dışı şiddet uygulamakta olduklarını reddedemeyeceklerini söyleyerek, savaşın politik sorumluları olan Bush ve Blair’in terörizm suçu işlediklerini vurguluyor.

Gerçekten de Irak’ta uygulanan terör aynı şekilde Afganistan’da da uygulanmaktadır. Sözde teröre karşı savaşta öldürülen suçsuz sivillerin sayısı her geçen gün artmaktadır. Lafontaine, »Operation Enduring Freedom« olarak adlandırılan askerî şiddetin uluslararası hukuka aykırı olduğunu ve Federal Parlamento’nun terör tanımına tamamiyle uyduğunu savunuyor. Alman ordusu Tornado savaş uçaklarının çektiği arazi fotoğraflarını OEF kumandasına iletmesi nedeniyle dolaylı olarak teröre katılmaktadır. Kaldı ki barışçıl bir girişim olarak kamuoyuna tanıtılan ISAF birlikleri, barışı sağlamak yerine uzun zamandan beri OEF kumandası ile ortak hareket etmektedir. NATO’nun Afganistan’da politik temsilciliğini yapan Hikmet Çetin ISAF ve OEF birliklerinin sıkı işbirliği içerisinde çalıştıklarını bundan iki yıl önce itiraf etmişti zaten.

Lafontaine’e saldıran neoliberal aktörler ve sermaye medyası ise, Federal Parlamento’nun yaptığı terör tanımını görmezlikten gelerek, düşünce terörizmini uygulamaktalar. Almanya’nın güvenliğini »Hindukuş dağlarında« savunmak isteyen sosyaldemokratlar, muhafazakârlarla birlikte emperyalist yayılmacılığı ve saldırı savaşlarını »terörle savaş« kisvesi altında, korkudan tir tir titreyen Batı Avrupa toplumlarına yutturmaya çalışıyorlar. Federal Parlamento’nun terör tanımını temel alırsak, ki doğru bir tanımdır, Federal Hükümeti terörü desteklemek suçuyla mahkeme önüne çıkartmak gerekir.

Ancak mahkeme önüne çıkartılanlar barış taraftarları ve küreselleşme karşıtları oluyor. Federal Hükümet G8 zirvesine karşı protesto gösterilerini düzenleyenleri kriminalize etmek için elinden geleni ardına koymuyor. Daha geçenlerde protestocular hakkında »koku bilgi bankası« oluşturulduğu açıklandıktan sonra, bugün polis ve gizli servis elemanlarının Hamburg’daki bir posta merkezinde onbinlerce mektubu kontrol ettikleri ortaya çıktı. Bilindiği gibi Mayıs ayı başında bir çok kentte protestocu örgütlerin merkezleri basılmış ve bir çok kişi tutuklanmıştı. Hükümetin yarın, gene »terör tehditi« gerekçesiyle hangi temel hak ve özgürlükleri ayaklar altına alacağı belli değil. Belli olan, düşünce terörizminin daha da sertleşeceğidir.

Neoliberalizm ve saldırgan militarizm, başta Almanya olmak üzere AB’nin resmî ideolojisi haline gelmektedir. Sermaye için bütün sınırları açan, koruma yasalarını kaldıran, ücretler ve çalışma koşullarını esnekleştiren, sosyal devletin ve demokrasinin içini boşaltan egemen güçler, ülke (AB içi de denilebilir) dışında emperyalist yayılma savaşlarını körüklemekte, ülke sınırları içerisinde de otokratik – polis devleti uygulamalarıyla sindirme politikaları uygulamaktadır. Bu gelişmeleri eleştirenleri veya Lafontaine gibi haklı olarak asıl teröristlerin adlarını verenleri »popülist çığırtkan« olarak ilan etmektedirler.

Egemenler düşünce terörizmine, barış ve demokrasi taraftarlarını kriminalize etmeye devam etsinler. Gerçeklerin üstünü örtemeyeceklerdir. Güneş balçıkla sıvanmaz çünkü. Gün gelecek, dünya halkları emperyalizmin, sömürünün, savaşların ve terörün hesabını soracaklardır. Bundan zerre kadar şüphem yok.

26 Mayıs 2007 tarihinde »Yeni Özgür Politika« gazetesinde yayımlanmıştır

Tüm yazı ve çeviriler kullanılabilir. Dergimizin kaynak olarak gösterilmesi rica olunur.
Alle Beiträge und Übersetzungen können übernommen werden. Hinweis auf unsere Seite wird gebeten.